GÜNDEM
Giriş Tarihi : 24-08-2023 14:14

Samsun OMÜ Profesöründen korkutan uyarı: 1 milyar kişi su kıtlığından göç edecek

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, her geçen gün etkisini artırarak hissettiren iklim krizinin en çok su ve su kaynaklarını etkilediğini belirterek, "Dünya çapında 1 milyara yakın kişi 2030 yılına kadar yoğun su kıtlığı sebebi ile yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalabilir" dedi.

Samsun OMÜ Profesöründen korkutan uyarı: 1 milyar kişi su kıtlığından göç edecek

Dünya Su Haftası kapsamında açıklamada bulunan Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, su kaynaklarının sonsuz olmadığını ve Dünya'da su kıtlığının her geçen gün daha büyük boyutlara ulaştığını söyledi.

Çeyrek asrı aşan bir süreçte etkisini artırarak hissettiren iklim krizinin en çok su ve su kaynaklarını etkilediğini ifade eden Demir, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’nin pek çok bölgesinde nehirlerin, göllerin ve akiferlerin kuruyarak kullanılamayacak kadar kirlendiğini belirterek,  “Dünyadaki sulak alanların yarısından fazlası ortadan kayboldu. İklim değişikliği, dünyadaki hava ve su kalıplarını değiştirerek, bazı bölgelerde kıtlıklara ve kuraklıklara, diğerlerinde sellere yol açıyor. Küresel iklim etkisi ve kuraklık sonucu, Dünyada 2 milyardan fazla insan yüksek su stresi yaşayan ülkelerde yaşamını sürdürüyor. 2040 yılına kadar, dünyada 18 yaşın altındaki çocuklardan dörtte birinin yaklaşık 600 milyonun - aşırı yüksek su stresi olan bölgelerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Dünya çapında 1 milyara yakın kişi 2030 yılına kadar yoğun su kıtlığı sebebi ile yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalabilirler. Dünya nüfusunun üçte ikisini temsil eden yaklaşık 5 – 5.5 milyar insan, yılın en az bir ayında şiddetli su kıtlığına maruz kalıyor. Günümüzde dünyanın en büyük yer altı suyu sistemlerinin üçte birinde su sıkıntısı var. Yakın zamanda bölgelerde su savaşları çıkmasına da muhtemel gözle bakılmaktadır. Bu yüzden tatlı suyun muhafaza edilmesi ve adil dağılımı konusunda bir an önce bir strateji belirlenmesi bütün Dünya’da büyük önem taşımaktadır” dedi.

Ülkemizde devam eden aşırı sıcaklık etkisinin, kuraklık mevcut su kaynaklarımızı önemli ölçüde etkilediğini de vurgulayan Demir, “Büyük şehirler başta olmak üzere ülkemizin büyük bölümünde barajlarda su seviyesi kritik eşiklere ulaşmış veya ulaşmak üzeredir. Önümüzdeki kısa ve orta vadede sürecin ve etkilerinin derinleşerek devam etmesi bekleniyor. Sadece tarımsal sulamada değil evsel kullanımlarda da ciddi sıkıntılar ile karşılaşabiliriz. Aylardır uzmanlarca yapılan uyarılara rağmen kriz büyüyerek devam etmekte. Orta ve uzun vadeli yapılacaklarla ilgili devletimizin ilgili birimlerinin önemli çalışmaları var. Problemin temelinde kısa vadede yapılması gerekenler, sorumluluk sahibi kişi ve kurumların konuya sahip çıkması geliyor” ifadelerini kullandı.

“Su tasarrufunu teşvik edici paketler geliştirilmeli”
Tüm yerel yönetimlerin ülke politikalarına uygun kendi şartlarını revize eden acil eylem planı geliştirmeleri ve uygulamaya koymaları gerektiğini de ifade eden Demir, “Bu amaçla suyu anlatan ve tanıtan, su bilincini geliştiren, su tasarrufunun önemi ve uygulanışı ile ilgili her türlü eğitim, konferans, yazılı ve görsel bildirim ile çalışma yapılarak sorumluluğu altındaki kişi ve kurumlara farkındalık çalışmaları yapılmalı. Su tasarrufunu teşvik edici paketler geliştirilmeli, mevcut kaynakların korunumu, sürdürülebilirliği ile ilgili çalışmalar yapılmalıdır. Bu amaca ulaşabilmek için yasal düzenleme ve hukuki destek yerel ve ülkesel bazda hızla hayata geçirilmelidir. Yerel yönetimler mevcut kaynakları, kullanım ve gelişimini sürekli takip ederek halkla paylaşmalı, panik oluşturmadan herkesin sorumluluk alması sağlanmalıdır”  dedi.

“Havasız ve susuz bir yaşamın olmadığı gerçeği unutulmamalı”
“Aşırı sıcaklar, kuraklık ve yangın felaketleri ile boğuştuğumuz günlerde yarınımızı kurtarabilmenin yolu, bugünden alacağımız tedbirlerden geçmektedir” diyen Prof. Dr. Yusuf Demir, “Su haftası vesilesi ile tüm yerel yönetimlerimizi ve yerel meclislerimizi konuyu ve çözümlerini konuşmak ve hayata geçirmek için siyasal mülahazalardan uzak acil ve ivedi toplanmaya, çözümler üreterek uygulamaya davet ediyorum. Her geçen gün problemlerimiz derinleştirecek, çözümlerimizi zorlaştıracaktır. Hiçbir birey veya kurum bu sorumluluktan kaçmamalıdır, kaçamaz. Sorun hepimizin kapısına dayanmış veya dayanmak üzeredir. Havasız ve susuz bir yaşamın olmadığı gerçeği unutulmamalı, sadece bu günü değil, yarınlarımızı da korumalı ve planlamalıyız. Yarınlar için bir damlada sen kurtar” ifadelerini kullandı.